Enteresan bir otel.. Sahibi 50 yaşlarında İtalyan bir kadın ve her sabah konuklar kahvaltıdayken gülücükler dağıtarak şen şakrak geliyor. Yapay görünse de bir kaç sabah sonra çok sevmeye başlıyorsunuz. Bina tabii ki eski, ama odalar temiz bakımlı ve en önemlisi split klimalı... İnternetten satın aldığınız odaların fotograflarına aldanmayın, sanırım deluxe odalar ki biz odadan çıkarken bir kaç tanesine baktık, gerçekten hoş bir tarzda. Bizim kaldığımız oda bir üst fiyat seviyesinde olmasına rağmen dekorasyon ve banyo standart oda kıvamında. Ama en azından her sabah penceremizin pancurlarını açıp yanımızdan geçen dar kanalı seyretmek çok keyifliydi. Otelin anlat anlat bitmez bir hali var. Mesela standart sınıf odaların kapıları kahvaltı salonunda. Biz üst katta kaldık ama aşağı katta kalanlar yüzünü yıkayıp kapılarını açtıklarında, çok eski vazolar, resimler ve piyano bile olan salonda kurulu masalarda kahvaltı yapan müşterilerle karşılaşıp günaydınlaşmak zorunda kalıyorlar. Mecburi bir sosyalleşme var. Zaten epi topu 4 tane dörder kişilik kahvaltı masasında eğer hepsi doluysa başka müşterilerle birlikte aynı masaya oturup mecburen sosyalleşiyorsunuz. Üst kattaki odalarında bir salonu var ama orası çalışan ama içinde hiç birşey olmayan bir buzdolabı, sakın kullanmayın diye uyarıldığımız bir espresso makinesinden oluşan bir Amerikan mutfak ve sakın klimayı çalıştırmayın diye neredeyse yemin ettirildiğimiz, antika eşyalar, tablolar, Venedik camlı vazolarla süslenmiş bir salon var. Bir de kızı Venedikte Tıp okuyan Romen bir kadın var ki servisleri yapan, her sabah İtalyan, Romen karma İngilizcesini bir aristokrat Londra'lı aksanına benzeterek "bugün maalesef peynirimiz yok, yarın sabah mutlaka alacağım" diyince herkes kahkahayı basıveriyor. San Marco'ya ve diğer merkezi köprülere eşit uzaklıkta sayılır. Bu yüzden konumu fena değil.

Oteli google Maps'ten zor bulduk. Çünlü bir otel kapısı sakın beklemeyin. Pencerelerine bile numara verilmiş daracık bir sokakta bir kapının önünde otelin ismi yazan bir zil var. Zile basıp avludan geçip bir üst kata ulaşabilirseniz, Romen Hanım sizi karşılıyor.. Standart odaları sakın seçmeyin, odanın kapısı kahvaltı salonu. Ama kimse bu sebepten çıt çıkarmadan kahvaltı ediyor. Biz sigara içen Türkler için kahvenizi elinize alıp, alt kattaki avluda kayıkhanenin önünde sigara içilebilecek bir masa var. Romen kadın da sigara içiyor bazen sizinle ama patrondan gizli içtiği için sizin sigaranızdan otlanabiliyor. Çoluk çocuk gidecekseniz hiç tavsiye etmem. Bizim gibi iki 40 yaşlarında kafadar evli çift için hiç unutulmayacak enteresan bir oteldi:)